Cumhuriyetimiz 100 yaşında…
29 Ekim 1923 tarihinde kurulan Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıldönümünü büyük bir gurur ve coşkuyla kutlamaya hazırlanıyoruz.
Millî Mücadele’nin zaferle neticelenmesi ve buna müteakip Cumhuriyetin ilanı şüphesiz hepimiz için çok büyük bir öneme haizdir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kadın-erkek, genç-yaşlı tüm halkımızın kahramanlıklarıyla kurulan Türkiye Cumhuriyeti, geçen zaman zarfında büyüyerek gelişmiş, bölgesinin ve dünyanın en güçlü ve saygın devletleri arasında yerini almıştır. Türkiye, Cumhuriyet tarihi boyunca hızlı bir kalkınma gerçekleştirmiş ve 100 yılda, bir tarım toplumundan sanayileşmiş, demokratik bir ülke toplumu hâline gelmeyi başarmıştır.
Cumhuriyet’in ilanına kadar ülkemizde milli bir deniz ticareti faaliyeti olamamıştır. Karasularımız, yabancıların istifadesine terk edilmiş, Türkler kendi sularında adeta yabancı bırakılmıştır. Bu konuda tam bağımsızlık kazanılması ve yabancıların ayrıcalıklı konumunun ortadan kaldırılması ancak Kurtuluş Savaşı ve sonrasındaki diplomatik mücadele ile mümkün olabilmiş, 24 Temmuz 1923 tarihli Lozan Barış Antlaşması ile kapitülasyonlar kesin bir biçimde ortadan kaldırılmıştır.
Bu diplomatik başarılar 1926 tarih ve 815 sayılı “Türkiye Sahillerinde Nakliyatı Bahriye (Kabotaj) ve Limanlarla Kara Suları Dahilinde İcrayı San'at ve Ticaret Hakkında Kanun” ile iç hukukta da düzenlenmiş ve böylece Türk gemileri ve Türk vatandaşlarına, Türkiye karasularında kabotaj hakkı tanınmıştır.
Cumhuriyet dönemine, büyük bir kısmı tamamen yıpranmış 34902 gayri safi tonluk 88 gemi ile giren ticaret filomuz, yüz yıllık süreç içerisinde muazzam bir gelişme göstermiştir. Bugün gururla ifade etmek isterim ki; yapılan çalışmalar sonucunda denizcilik sektörümüz etkin ve saygın bir konuma ulaşmıştır. Türk sahipli deniz ticareti filo büyüklüğümüz yaklaşık 40 milyon DWT’a ulaşarak, dünyanın en büyük filosuna sahip ülkeler sıralamasında 14. sıraya yükselmiştir. Üç tarafı denizlerle çevrili eşsiz bir coğrafyada yer alan ülkemizin, gemi inşa, bakım, onarım ve denizcilik hizmetlerinde büyük başarılara imza atmış bir ülke haline gelmiştir. Modern gemi inşa edebilen tersaneleri, kalifiye personeli ve büyüyen deniz ticaret filosuyla denizcilik sektörümüzün ülke ekonomisine katkısı her geçen gün artmaktadır.
Bir asırlık Cumhuriyetimiz ile gurur duyarken, bugünlere nasıl geldiğimizi hiçbir zaman unutmayacağız ve şanlı geçmişimizden aldığımız ilhamla aydınlık geleceğimize yürümeye devam edeceğiz. Yeni bir Türkiye Yüzyılına adım attığımız bugünlerde Cumhuriyetimizi ilan eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi bir kez daha rahmet ve şükranla anıyor, Cumhuriyetimizi kuranlara ve O'nu yüceltenlere minnet ve şükranlarımı sunuyorum.
Geride bıraktığımız ayın en önemli gelişmelerinden bir tanesi şüphesiz, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan, 2024-2026 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program (OVP) oldu. İş dünyasının hassasiyetleri de dikkate alınarak çok ciddiyetle hazırlanan program, dünya finans çevreleri tarafından da pozitif yorumlandı. Nitekim birtakım uluslararası kuruluşlar da yukarı yönlü olarak Türkiye ekonomisine ilişkin büyüme tahminlerini güncellediler.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) faaliyetleri kapsamında 19-20 Eylül tarihlerinde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Hazine ve Maliye, Ticaret, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlarımızın ABD’de finans çevreleri ve iş insanları yaptıkları toplantıları yakından izleme ve bazılarına bizzat iştirak etme fırsatı buldum. Ekonomi politikalarında yürütülen rasyonel program sayesinde ülkemize olan güvenin giderek arttığını memnuniyetle müşahede ettim. Orta Vadeli Programın, ülkemiz, milletimiz ve ekonomimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ederken, programın, sabırlı ve kararlı politikalarla uygulanmasının öngörülen süreçlerde müspet sonuçlar vereceğine ve ülkemizin Türkiye Yüzyılı hedeflerine ulaşacağına yürekten inandığımı bir kez daha belirtmek istiyorum.
Ayın son günlerinde Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız Sayın Abdulkadir Uraloğlu ile İstanbul’da bir araya geldik. Bakanımız, ağustos ayı Meclis toplantımızda bizlere hitap ederken, sektörümüzün her daim yanında olacağını ifade etmişti. Bu nedenle kendisi ve ekibiyle kısa bir süre içerisinde tekrar bir araya gelebilmeyi çok kıymetli buluyorum. Bakan Yardımcısı Durmuş Ünüvar, genel müdürler ve bürokratların katılımıyla fevkalade verimli bir toplantı yaptık. Denizcilik sektörünün, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığını ilgilendiren konularında sorunlar ve çözüm önerilerimiz hususunda görüş alışverişinde bulunduk. Sayın Bakanımıza, denizcilik sektörüne gösterdiği yakın ilgiden ötürü bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum.
Bir önemli gelişme de 2008 tarihli Gemi Acentelik Hizmetleri Ücret Tarifesine İlişkin Tebliğ, güncellenerek, 19 Eylül’de Resmi Gazete'de yayımlandı. Tebliğ, tarifenin yayımı tarihinden bir ay sonra yürürlüğe girecek. Odamız, üyelerimizden gelen talepler doğrultusunda Gemi Acentelik Hizmetleri Ücret Tarifesinin İngilizce tercümesini de sirküle etmiştir. Yeni tarifenin sektörümüz için hayırlı olmasını diliyorum. Kalın sağlıcakla…